Zeytin yetiştiriciliğinin ilk insanlarla birlikte başladığı kabul edilir ve bütün ağaçların ilki olduğu söylenir. Bu kadar eski ve değerli bir ağacın önemine kutsal kitaplarda ve efsanelerde yer verilir. Zeytin ağacı akıl ve zaferin, zeytin dalı barışın, zeytinyağı da saflık ve sadeliğin sembolü olmuştur. Bereket kaynağı kabul edilen zeytin sadece bir besin kaynağı değil, aynı zamanda da şifa kaynağı kabul edilmiştir.

Zeytinin Türkiye’de geniş bir alana yayılmış büyük çeşit zenginliği olduğu bilinir. Türkiye’nin zeytinlikleri, alan ve ağaç sayısı bakımından, uygulanan desteklerle hızla büyümektedir. Ülkemizde tüketim genelde zeytinyağı ağırlıklı olduğu için yağlık zeytin üretimi daha fazladır. Avrupa Birliği’nin toplam sofralık zeytin ihtiyacının yaklaşık yarısı Türkiye’den sağlanır.

Ülkemizde yetişen zeytinin çekirdekleri ile birlikte sıkılması ile elde edilen zeytinyağı, “doğanın eczanesi” denebilecek kadar faydalıdır. Zeytinyağının başta kalp-damar hastalıkları olmak üzere sindirim sistemi, kemik yapısı beyin ve sinir dokuları üzerinde çok önemli fonksiyonları bulunur. E ve K vitaminleri açısından çok zengindir. Bunun dışında kalsiyum, demir, sodyum ve potasyum içerir.